Pozitif duyguların insan beyninde ilginç etkisi vardır. Bu etki, ‘genişletme ve inşa etme teorisi (broaden and build theory)’ ile açıklanır. Bu teoriyi anlamak için negatif duygunun nasıl çalıştığını anlamak yararlıdır. Öfke ve korku gibi duygular zihninizi kapatır ve beyin için olası reaksiyonları çok az seçeneğe indirger.
Tarih öncesindeki atalarımızı düşünün. Vahşi bir hayvan onlara doğru saldırıya geçmek üzereyken, hissetikleri şey korku veya öfkeydi. Bu hayati tehlike taşıyan duruma karşılık beyin, bugün ‘savaş ya da uç ya da donakal’ olarak isimlendirdiğimiz tepkiyi tetikledi. Bu içgüdüsel reaksiyon tehlikeli zamanlarda hayatta kalmalarından sorumluydu. Bu gibi durumlarda beynin seçmek için sadece üç seçeneği vardı:
- Hayvanla savaşabilirlerdi
- Mümkün olduğunca hızlı bir şekilde oradan uzaklaşabilirlerdi ya da
- Ölmüş numarası yapabilirlerdi
Aynı mekanizma bugünlerde bizim beynimizde de çalışmaktadır. Tehlikle karşısında enerjimizi, mücadele ederek veya savaşarak, ya da çaresizlik içinde donakalarak, karşı konulmaz bu durum karşısında çökerek veririz. Bilimsel olarak konuşursak, bu (negatif) duygular düşünce-eylem davranış dağarcığımızı kısıtlar.
Ancak, pozitif duyguların farklı bir fonksiyonu vardır. Bize mümkün görünen seçenekleri sınırlandırmaktan ziyade düşünce ve eylem için zihnimizde yeni yollar açar. O anda, daha yaratıcı olmamıza ve kutunun dışını da düşünmemize yardımcı olur. Pozitif duygulara hissettiğimizde yeni deneyimlere daha açık oluruz. Diğer insanlarla iletişim kurarken daha rahat oluruz ve eski problemlere alternatif çözümler düşünürüz. Pozitif duygular beynimizi dopamin ve serotonin ile doldulur, bu kimyasallar sadece bizim daha iyi hissetmemizi sağlamaz aynı zamanda beynimiz daha yüksek seviyelerde fonksiyon görür. Bütün olarak değerlendirildiğinde, düşünce-eylem davranış dağarcığımızı genişletir: ve sonuç kısa-dönemli yaratıcılık, problem-çözümleme yeteneği ve dikkattir.
(more…)