Electrochromic properties of TiO2 thin films grown by thermionic vacuum arc method


My first article published in the journal!

For the full version, please visit Science Direct webpage.

Abstract

Titanium dioxide (TiO2) thin films were deposited on fluorine tin oxide/glass and indium tin oxide/glass substrates by thermionic vacuum arc in this work. The deposited films phases were identified as anatase and rutile from X-ray Diffractions. The bandgap of the samples has been found ~ 3.0 eV. The electrochromic properties of TiO2 thin films were investigated using cyclic voltammograms, chronoamperometry and chronocoulometric studies. Electrochemical cation intercalation was promoted using 0.1 M LiClO4 in propylene carbonate. Inserted/extracted charge, diffusion coefficient, coloration efficiency, optical modulation, and reversibility was calculated. Best results were obtained for TiO2/FTO sample with 18.6 cm2/C coloration efficiency. Deposited TiO2 thin films optical and morphological studies also covered.

Keywords

Electrochromic
Thin film
TiO2
TVA

Pozitif Duyguların Etkisi


Pozitif duyguların insan beyninde ilginç etkisi vardır. Bu etki, ‘genişletme ve inşa etme teorisi (broaden and build theory)’ ile açıklanır. Bu teoriyi anlamak için negatif duygunun nasıl çalıştığını anlamak yararlıdır. Öfke ve korku gibi duygular zihninizi kapatır ve beyin için olası reaksiyonları çok az seçeneğe indirger.

Tarih öncesindeki atalarımızı düşünün. Vahşi bir hayvan onlara doğru saldırıya geçmek üzereyken, hissetikleri şey korku veya öfkeydi. Bu hayati tehlike taşıyan duruma karşılık beyin, bugün ‘savaş ya da uç ya da donakal’ olarak isimlendirdiğimiz tepkiyi tetikledi. Bu içgüdüsel reaksiyon tehlikeli zamanlarda hayatta kalmalarından sorumluydu. Bu gibi durumlarda beynin seçmek için sadece üç seçeneği vardı:

  1. Hayvanla savaşabilirlerdi
  2. Mümkün olduğunca hızlı bir şekilde oradan uzaklaşabilirlerdi ya da
  3. Ölmüş numarası yapabilirlerdi

Aynı mekanizma bugünlerde bizim beynimizde de çalışmaktadır. Tehlikle karşısında enerjimizi, mücadele ederek veya savaşarak, ya da çaresizlik içinde donakalarak, karşı konulmaz bu durum karşısında çökerek veririz. Bilimsel olarak konuşursak, bu (negatif) duygular düşünce-eylem davranış dağarcığımızı kısıtlar.

Ancak, pozitif duyguların farklı bir fonksiyonu vardır. Bize mümkün görünen seçenekleri sınırlandırmaktan ziyade düşünce ve eylem için zihnimizde yeni yollar açar. O anda, daha yaratıcı olmamıza ve kutunun dışını da düşünmemize yardımcı olur. Pozitif duygulara hissettiğimizde yeni deneyimlere daha açık oluruz. Diğer insanlarla iletişim kurarken daha rahat oluruz ve eski problemlere alternatif çözümler düşünürüz. Pozitif duygular beynimizi dopamin ve serotonin ile doldulur, bu kimyasallar sadece bizim daha iyi hissetmemizi sağlamaz aynı zamanda beynimiz daha yüksek seviyelerde fonksiyon görür. Bütün olarak değerlendirildiğinde, düşünce-eylem davranış dağarcığımızı genişletir: ve sonuç kısa-dönemli yaratıcılık, problem-çözümleme yeteneği ve dikkattir.

(more…)

Mutluluğun Yararları -Rahibe Çalışması


Muhtemelen pozitif duyguların gücünü gösteren en etkili çalışma, sözde, rahibe çalışması olarak bilinen çalışmadır. Bu çalışma, 1930 yılında 200 rahibeden oluşan bir grubun rahibe manastırına katılması ile başlamıştır. Çalışmada kendi hayatlarından yansımaları ve ilerde olabileceklere dair otobiyografik yazılar yazmaları istenmiştir.

Yaklaşık 70 yıl sonra, psikologlar bu günlük girdileri analiz etmek için geri dönmüşlerdir. Araştırmacıların bulmak istedikleri şey, 20 yaşındaki rahibelerin günlüklerine yazdıklarının onları geri kalan hayatları hakkındaki öngörülerinin ne derece olduğunu görmekti. Özellikle, uzun ömürlü olma tahminleri üzerine. Cümlelerin -zekalarının bir göstergesi olarak- ne kadar kompleks olduğuna baktılar. Ayrıca nerede yaşadıklarına ve dindarlıklarına baktılar.

(more…)